bugün
- iğrenç bir his tarif et47
- mert hakan yandaş13
- nude istemeyen erkek11
- lise aşkınızın evlenmesi8
- numan kurtuluş dem parti görüşmesi29
- dursun özbek gibi olsam utanırım8
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi17
- anın görüntüsü13
- türkiye toplumunun ahlaksızlığa pratik zeka demesi8
- yakışıklı ama zengin erkek14
- çift maaş alan akpli bürokratların ücretlerine zam18
- en yaşlı özelliğiniz18
- hemşire kızlar nasıl oluyor24
- sözlük kızlarına yürüyen vizyonsuz9
- sözlük yazarlarının abileri11
- erkek çocuk için isim önerileri9
- kocaeli de fabrikada yaşanan cinsel grup seks19
- aşkta yaş farkı önemli midir15
- az önce arabamdan inen tatlış kız12
- bebeği gibi seven incitmeyen değer veren erkek18
- atatürk'ün hiç seçime girmeden ülkeyi yönetmesi22
- içip içip entry girmek8
- insanlar melek mi şeytan mı8
- kediye kediş köpeğe köpüş diyen kız13
- arkadaşlar falıma bi bakar mısınız8
- bik bik bu sözlüğün divasıdır19
- emar15
- uludağ sözlüğe nasıl düştünüz43
- 170 boyunda 70 kilo erkek9
- icardi190520
- özgür özel10
- suriyeliler suriye'ye dönsün13
- fake hesabım için nick önerileri9
- karınıza kaşarlı poğaça yapar mısınız8
- emmanuel emenike17
- vücutçu aptal erkek vs gösterişsiz felsefi erkek15
- insana kendini kötü hissettiren şeyler8
- yazarların ruh hali9
- düz dünyacıların güneş tutulmasına bakışı12
- köpekler arasından seri katil çıkmaması8
- köpekleri aklamak için sırtlana iftira atmak10
- bik bik'i ağdacıya götürmek11
- aykolik'in boyu yaşı kilosu mesleği8
- bik bik'in yaşı boyu kilosu8
- türkiye de 120000 atatürk heykeli olması14
- sözlüğün en götü güzel kızı9
- ahirette sorulacak ilk soru8
- sözlük kızlarını kategorize eden utanmazlar18
entry'ler (667)
orijinali jean jacques goldman'a ait olan ancakbuddha bar iv albümünde alabina'dan ishtar'ın yorumu ile lokum kıvamına gelen şarkıdır. söylentilere göre kızına uyumadan önce ikinci dünya savaşındaki imha kamplarının birindeki genç bir kızın hikayesini anlatır. Goldman'ın ailesi alman ve polişmiş. yahudi oldukları için fransa'ya göçmek zorunda kalmışlar.
her ne kadar jean jacques goldman'a ait olsa da hem ilk olarak ishtar'dan dinlendiği için hem de ezgileri insanı vurduğu için buddha bar versiyonu dehşettir. aha da kanıtları;
jjg: http://www.youtube.com/watch?v=ySZBnMukO8g
ishtar: http://www.youtube.com/watch?v=z3qo10PCLb4
şarkının sözleri aşağıdaki gibidir;
elle avait les yeux clairs et la robe en velours
a côté de sa mère et la famille autour
elle pose un peu distraite au doux soleil de la fin du jour
la photo n'est pas bonne mais l'on peut y voir
le bonheur en personne et la douceur d'un soir
elle aimait la musique, surtout schumann et puis mozart
comme toi, comme toi, comme toi, comme toi
comme toi, comme toi, comme toi, comme toi
comme toi que je regarde en bas
comme toi qui dors en rêvant à quoi
comme toi, comme toi, comme toi, comme toi
elle allait à l'école au village d'en bas
elle apprenait les livres, elle apprenait les lois
elle chantait les grenouilles
et les princesses qui dorment au bois
elle aimait sa poupée, elle aimait ses amis
surtout ruth et anna et surtout jéremie
et ils se marieraient un jour peut-être à varsovie
comme toi, comme toi, comme toi, comme toi
comme toi, comme toi, comme toi, comme toi
comme toi que je regarde en bas
comme toi qui dors en rêvant à quoi
comme toi, comme toi, comme toi, comme toi
elle s'appelait sarah elle n'avait pas huit ans
sa vie c'était douceur, rêves et nuages blancs
mais d'autres gens en avaient décidé autrement
elle avait les yeux clairs et elle avait ton âge
c'était une petite fille sans histoire et très sage
mais elle n'est pas née comme toi ici, et maintenant
comme toi, comme toi, comme toi, comme toi
comme toi, comme toi, comme toi, comme toi
comme toi que je regarde en bas
comme toi qui dors en rêvant à quoi
comme toi, comme toi, comme toi, comme toi
turkisk versiyonu ise şöyledir efenim;
parlak gözlei ve kadifeden elbisesi vardı
annesi yanında ve ailesi etrafındaydı
gün bitiminde hafif gün ışığı dikkatibi dağıtırken ayağa kalktı
resim iyi değildi, ama biri görüyordu
mutluluğu burada ve akşamın yumuşaklığındaydı
müziği severdi, özellikle Schumann'i ve Mozart'ı
senin gibi senin gibi senin gibi
aşağıdaki köyde okula gidiyordu
kitapları ve kuralları öğrendi
kurbağalar ve tahtada uyuyan prensesler hakkında şarkı söylerdi
bebeğini ve arkadaşlarını severdi
özellikle ruth ve anna'yı ve özellikle jeremiah'yı
belki bir gün warsaw'da evlenirlerdi
senin gibi (x6)
senin gibi, ben sana bakarken
senin gibi uyurken ve rüyasında kimleri görürken
senin gibi (x3)
tek aşkında masumiyet zamanlarından günler geçti
adı sarah'ydı ve 8 yaşında bile değildi
hayatı tatlı rüyalar ve beyaz bulutlardı
ama diğerleri farklı düşündü
senin gibi (x6)
senin gibi, ben sana bakarken
senin gibi uyurken ve rüyasında kimleri görürken
senin gibi (x3)
parlak gözleri vardı ve senin yaşındaydı
geçmişi ve fazla aklı olmayan küçük bir kızdı
ama senin gibi ve burada doğmamıştı.
her ne kadar jean jacques goldman'a ait olsa da hem ilk olarak ishtar'dan dinlendiği için hem de ezgileri insanı vurduğu için buddha bar versiyonu dehşettir. aha da kanıtları;
jjg: http://www.youtube.com/watch?v=ySZBnMukO8g
ishtar: http://www.youtube.com/watch?v=z3qo10PCLb4
şarkının sözleri aşağıdaki gibidir;
elle avait les yeux clairs et la robe en velours
a côté de sa mère et la famille autour
elle pose un peu distraite au doux soleil de la fin du jour
la photo n'est pas bonne mais l'on peut y voir
le bonheur en personne et la douceur d'un soir
elle aimait la musique, surtout schumann et puis mozart
comme toi, comme toi, comme toi, comme toi
comme toi, comme toi, comme toi, comme toi
comme toi que je regarde en bas
comme toi qui dors en rêvant à quoi
comme toi, comme toi, comme toi, comme toi
elle allait à l'école au village d'en bas
elle apprenait les livres, elle apprenait les lois
elle chantait les grenouilles
et les princesses qui dorment au bois
elle aimait sa poupée, elle aimait ses amis
surtout ruth et anna et surtout jéremie
et ils se marieraient un jour peut-être à varsovie
comme toi, comme toi, comme toi, comme toi
comme toi, comme toi, comme toi, comme toi
comme toi que je regarde en bas
comme toi qui dors en rêvant à quoi
comme toi, comme toi, comme toi, comme toi
elle s'appelait sarah elle n'avait pas huit ans
sa vie c'était douceur, rêves et nuages blancs
mais d'autres gens en avaient décidé autrement
elle avait les yeux clairs et elle avait ton âge
c'était une petite fille sans histoire et très sage
mais elle n'est pas née comme toi ici, et maintenant
comme toi, comme toi, comme toi, comme toi
comme toi, comme toi, comme toi, comme toi
comme toi que je regarde en bas
comme toi qui dors en rêvant à quoi
comme toi, comme toi, comme toi, comme toi
turkisk versiyonu ise şöyledir efenim;
parlak gözlei ve kadifeden elbisesi vardı
annesi yanında ve ailesi etrafındaydı
gün bitiminde hafif gün ışığı dikkatibi dağıtırken ayağa kalktı
resim iyi değildi, ama biri görüyordu
mutluluğu burada ve akşamın yumuşaklığındaydı
müziği severdi, özellikle Schumann'i ve Mozart'ı
senin gibi senin gibi senin gibi
aşağıdaki köyde okula gidiyordu
kitapları ve kuralları öğrendi
kurbağalar ve tahtada uyuyan prensesler hakkında şarkı söylerdi
bebeğini ve arkadaşlarını severdi
özellikle ruth ve anna'yı ve özellikle jeremiah'yı
belki bir gün warsaw'da evlenirlerdi
senin gibi (x6)
senin gibi, ben sana bakarken
senin gibi uyurken ve rüyasında kimleri görürken
senin gibi (x3)
tek aşkında masumiyet zamanlarından günler geçti
adı sarah'ydı ve 8 yaşında bile değildi
hayatı tatlı rüyalar ve beyaz bulutlardı
ama diğerleri farklı düşündü
senin gibi (x6)
senin gibi, ben sana bakarken
senin gibi uyurken ve rüyasında kimleri görürken
senin gibi (x3)
parlak gözleri vardı ve senin yaşındaydı
geçmişi ve fazla aklı olmayan küçük bir kızdı
ama senin gibi ve burada doğmamıştı.
facebook'ta ilişki durumunu "ilişkisi yok" olarak yeni güncellemiş olan eski sevgilidir. konuşmak için bir sebebi olmadığından konuşmamak için de bir sebep bulamayan yine kendisidir. nazik bir dille ulaştırıldığında yüz bulup saçma sapan şeylerle tekrar konu açabilir. o zaman da yine tavır bozmadan ama bu daha geri dönmeyeceğini garantileyerek uzaklaştırmak gerekir kendisini.
skandal olmayan fotodur. çoğunluğu müslüman olan bir ülkede insanların herkesi kendileri gibi sanması doğaldır. Ancak insan karşısındakini bilip bilmeden yargılamamalıdır. Kaldı ki adamların müslüman olması veya kandilde içki içmesi bile kimseyi ilgilendirmez. Din Allah ile kul arasındadır. Kimse gösteriş için bunu kullanmamalıdır. Ama zaten ülkede dini kullanarak bir yerlere gelme popüler. bakınız yapılmadığında ne kadar tepki çekiyor.
bir akşam arkadaşla bar bar gezmiş her yerde birer bira içip kalkmıştık. ortamların bu kadar tenha olmasına anlam verememiştik. gelen kandil mesajı ile gerçek ortaya çıktı. ama kahrolmadık. kimse de bize ıyy içmiş bunlar diye bakmadı. olması gereken de bu. çünkü kimseyi ilgilendirmez. illa din deniyorsa oturup dua edin doğru yolu bulsunlar diye. insanların işi gücü başkalarını çekiştirmek oldu hay allahım ya. *
bir akşam arkadaşla bar bar gezmiş her yerde birer bira içip kalkmıştık. ortamların bu kadar tenha olmasına anlam verememiştik. gelen kandil mesajı ile gerçek ortaya çıktı. ama kahrolmadık. kimse de bize ıyy içmiş bunlar diye bakmadı. olması gereken de bu. çünkü kimseyi ilgilendirmez. illa din deniyorsa oturup dua edin doğru yolu bulsunlar diye. insanların işi gücü başkalarını çekiştirmek oldu hay allahım ya. *
--spoiler--
4x09 bölümünü komple the wall'un savunulmasına adamış dizi. sam'i artık bir hiç olmamasıyla görüp mutlu olduğumuz, 6 yiğido night watcher'in devi alt etmek için yeminlerini bir ağızdan söylemesiyle duygularımızı tepeye çeken bölüm olmuştur. ancak sam'e o kadar sevindikten sonra kızmıyor de değiliz. çocuk orada asansörü yukarı aşağı kontrol edip sonra kulaklarını kapatıp oturuyordu işte ne demeye yüreklendiriyorsun çocuğu. Bizim varg kel abimiz bile yakınından geçip dokunmamışken... Gitti gül gibi Ygritte. o oku jon snow'a atacak mıydı ki?
bir sonraki bölümde heralde jon snow'u göstermezler bir sonraki sezona kalır demiştim ama 4x10 fragmanında da görüldüğü gibi babalar gibi izleyeceğiz.
siyah saçlı Sansa gelsin artık ama. tyrion'dan da efsane sahneyi bekliyoruz. bekleyelim efenim.
--spoiler--
4x09 bölümünü komple the wall'un savunulmasına adamış dizi. sam'i artık bir hiç olmamasıyla görüp mutlu olduğumuz, 6 yiğido night watcher'in devi alt etmek için yeminlerini bir ağızdan söylemesiyle duygularımızı tepeye çeken bölüm olmuştur. ancak sam'e o kadar sevindikten sonra kızmıyor de değiliz. çocuk orada asansörü yukarı aşağı kontrol edip sonra kulaklarını kapatıp oturuyordu işte ne demeye yüreklendiriyorsun çocuğu. Bizim varg kel abimiz bile yakınından geçip dokunmamışken... Gitti gül gibi Ygritte. o oku jon snow'a atacak mıydı ki?
bir sonraki bölümde heralde jon snow'u göstermezler bir sonraki sezona kalır demiştim ama 4x10 fragmanında da görüldüğü gibi babalar gibi izleyeceğiz.
siyah saçlı Sansa gelsin artık ama. tyrion'dan da efsane sahneyi bekliyoruz. bekleyelim efenim.
--spoiler--
tüm özelliklerine rağmen çoğunlukla yalnız olan kızdır.
1987 doğumlu Koreli şarkıcı / oyuncu / model / herşey kişisi. Kendisini öncelikle "You're Beautiful" isimli 16 bölümden oluşan kore dizisinde izledim. Bu şımarık, suratsız karakteri oynayan adam beni oldukça sinir ediyordu. Diziyi Park Shin-Hye için izlemeye başladığım için The Heirs'de başrol oynadığı Lee Min Ho ile sürekli olarak karşılaştırma yapıyorduk. 5. bölümde Hwang Tae Kyung ssi sonunda binayı bulduğunda şapşik şapşik sırıtırken gönlü hop hop hoplayan Go Mi-nyeo gibi bizim de yüreğimiz parçalandı. O sıcacık sırıtışa biz de aldandık ve yeni bir hayranlığa doğru yelken açtık. O bölümden sonra Lee Min Ho yoktu artık. Peşi sıra izlenen Marry Me Mary, Love Rain, Pretty Man ve Beethoven Virus sonrası oynadığı her dizide bir bıçkınlık yarattığı ama karakteri kendine oturttuğu görüşündeyim. Yeni bir dizi ile gelse de gülbeşeker yüzüne daha fazla hasret kalmasak kişisi. Türkiye'ye gelse o sırıtık yanaklarını bir sıkıp büzüştüreceğiz ailecek.
cuma günü ankara'dan verilen kargoyu pazartesi günü daha halen istanbul'a sevkiyata göndermeyen kargo şirketi. kargonuzu bir köşede unutmakla kalmayıp cumartesi günü ne de olsa siz çalışmıyorsunuzdur diye hiç uğramayıp üstüne arayınca "e geldik yoktunuz" diyebilecek kadar utanmaz kargo şirketi. üstelik koca semtte yalnızca bir eleman taşıdığı için sabah ellerine ulaşan kargoyu akşam 8de anca getiren kargo şirketi. sülalesini ofiscek çok severiz kargo şirketi.
Yedirmedi ise de ülkenin geleceği için yedirmemiştir dedirten söz. sonuçta günah işleme özgürlüğü olan bir ülkede yaşıyoruz hepimiz.
Dinlemesi pek tatlı hisler uyandıran müzik grubu. Telefonda harıl harıl grup ismi düşünürken "abi yüzyüzeyken konuşuruz" diyip telefonu kapatmaları üzerine akla gelen bir isim olduğu eski bir röportajlarında okumuştum. Yeni öğrendiğim bir grup olmasına rağmen kokteyl aşı hazırlatıp bünyeye yüklettiğim için bir çok şarkılarına kulak aşinalığı oluştu, tüm şarkılarında aynı sempati aynı hisleri uyandırabilir mi bir grup dedirttiriyorlar kendilerine. Aynı hissiyatı Sakin ve multitap gibi gruplardan da almakta idik. Ayrıca bu ay içerinde Jolly Joker istanbul'da konsere çıkacak olan gruptur.
(bkz: kendi evimde deplasmandayım)
(bkz: kendi evimde deplasmandayım)
Süper ötesi olması nedeni ile henüz entry girilmemesine şaşırılan ingiliz dizisi. Evden çıkmadıkları gibi o pisliğin içinde rahatça yavaşabilen Steve ve Becks'in hikayesi anlatılıyor. Ancak Steve ve Becks'ten çok Paul, Laura ve Dan'e şahit oluyorsunuz. Laura ölse de kurtulsak diyorsunuz, eve girmeleri ile gitseler diye Steve ve Becks'le birlikte gözlerinin içine bakıyorsunuz. Jenerik müziği Boom Bang a Bang ile sempatimizi kazanmış BBC dizisidir. Şu an son sezonu oynamaktadır. keşke bitmese dizisidir.
http://www.imdb.com/title/tt1493923/
http://www.imdb.com/title/tt1493923/
sözlüğe yavaştan geri dönen yazar, hafiften vakti gelmişti.
ulan bu da sarhoş yapıyormuş cinsinden. arkadaşınızın "iyi misin?" sorusuna maruz kalabilirsiniz. ona çığlık atarak evet!! diyeceğiniz yerin uygun olup olmadığını iyi düşünün. *
yaşım gelmedi.
o kadar yıllık bayanım, şu facebook'ta bayanların yazdığı "yerde, masada, yatakta" olayını bir türlü çözemedim.
- "yaa atmayın yok öyle bir şey!"
gerçi yakışanı var yakışmayanı var allah için.
- "olm, bana mı yakışmıyordu lan yoksa?"
siyaha dönünce talibi maksimuma çıkana ne denir?
- "Kiminle çıkıyorsun?"
dipnot: bunu irdeleyecek başlık arıyorum. biriyle çıkmaya başlandığında niye talip sayısı artar, uygun başlık görenlerin önermesi önemle rica olunur filan.
gerçi yakışanı var yakışmayanı var allah için.
- "olm, bana mı yakışmıyordu lan yoksa?"
siyaha dönünce talibi maksimuma çıkana ne denir?
- "Kiminle çıkıyorsun?"
dipnot: bunu irdeleyecek başlık arıyorum. biriyle çıkmaya başlandığında niye talip sayısı artar, uygun başlık görenlerin önermesi önemle rica olunur filan.
daha ben çok küçükken hugo oyunu vardı eski bilgisayarlarda... böyle trenle dağın tepesine kadar çıkmayı başarıp cadı sila'dan hugolina'yı ve çocukları kurtarmaya çalışırdık. köpeğim kontes'e contes dediğim ispanyol kesim pantolonların moda olduğu zamanlardı. taş çatlasa 1995-1996 filan. sonra tolga ağabey çıkageldi hayatımıza, ondan öncesinde biri var mıydı bilemiyorum. çocukların en büyük hayali olageldi "hugoline ve çocukları kurtarmak" bir de parmaklarımızın arasında idi. nerede o eski hugo heyecanı diyorum, başka da bir şey demiyorum.
tabisi de; deftones - back to school